Actions

Work Header

Rating:
Archive Warning:
Fandoms:
Character:
Additional Tags:
Language:
Türkçe
Collections:
Turkfanfiction
Stats:
Published:
2014-08-10
Completed:
2016-11-04
Words:
3,375
Chapters:
3/3
Hits:
43

Different Lives

Summary:

Hermione aslında kimdi ? Gerçek adı neydi ? Gerçek ailesi neredeydi ? Neye dönüşecekti ? Gerçek aşkı kimdi ? Harry ve Ron'u neden kendinden uzaklaştırdı ? Hayatı nasıl değişti ?

Notes:

Arşivist görevindeki Glenien'den not: Bu hikaye daha önce, artık kapanmış olan Turkfanfiction.net'te yayınlanmıştır. Sitede kalan hikaye arşivini korumak için, Türkfanfiction.net olarak Kasım 2016'dan itibaren, AO3'ün Open Doors (Açık Kapılar) projesi kapsamında, sitede bulunan tüm hikaye arşivini AO3 koleksiyonuna taşımaya başladık. Bu haberin duyurusu çeşitli kanallarda yapıldı, ancak size ulaşmamış olabilir. Bu yazarı tanıyorsanız veya bu yazar sizseniz, hikayeyi üzerinize geçirmek için lütfen profil sayfamdaki e-mail adresini kullanarak bana ulaşın.

Chapter 1: Hogwarts yolculuğu başlasın !

Chapter Text

Author's Notes:

 

Uzun bir aradan sonra herkese merhaba.Değişik bir hikaye ile karşınızdayım.Artık okumaya başlayabilirsiniz :)


 

 Bir mezarlık.Bana seslenen korkunç ruhlar.Beni çağırıyorlar.Sonra her zamanki gibi bir çığlık sesi.Ses yükseliyor.Sonra kırmızı bir çift göz.Bana bakıyor.Arkamı dönüyorum.Kaçmaya çalışıyorum.Fakat kaçamıyorum.Ben kaçmaya çalıştıkça yol uzaklaşıyor.Sonra dayanamayıp çığlık atıyorum ve uyanıyorum.

 Çoğunlukla bu kabusu görüyorum.Nedenini bilmiyorum.Ama olaylar bu şekilde gelişiyor.Bunu kontrol edemiyorum.Sonra her sabah olduğu gibi sıçrayarak uyanıyorum.

 Saate baktığımda 09.45 olduğunu görüp uyanıyorum yine.Kalkıp yatağımın yanında bekleyen tavşanlı pembe terliklerimi giyip kalktım yatağımdan.Banyoya girdim.Aynanın karşına geçip mırıldandım.

"Ah harika." Gözlerim şişmişti.Muhteşem.Yüzümü yıkayıp-

"Lanet olsun !" Bugün Hogwarts'a gitme günü.E o zaman annem neden beni uyandırmadı ki ?Hemen  üzerime sabahlığımı geçirip annemin odasına gittim.Bu manzarayı beklemiyordum işte.Annem çoktan kalkmış.Siyah saçlarını çoktan yapmış,gri ceket ve pantolonu ile bir takım giymişti.Ama neden bu kadar resmi giyinmişti ?

"Anne ?"

"Günaydın tatlım." Olması gerekenden fazla neşeli.

"Bu halini neye borçluyuz ?"

"Söylemedim değil mi ? Artık Hogwarts'ın yeni KSKS profosörü karşında." NEEEEE ? Yoo hayır.

"Şaka yapıyorsun değil mi ?"

"Hayır gayet ciddiyim.Hem kardeşine göz kulak olacağım.Hem de siz sorumsuz gençleri uygun hale getireceğim.Sen itiraz etmeden hemen üstünü giyinsen iyi olacak çünkü geç kalıyoruz."

 Şaşkın bir halde odama gidip dolabımı karıştırdım.Beyaz şifon bir askılı bluzu üzerime geçirip altıma kot şortumu giydim.Fazla sıradan gözüküyordum.Hemen rengarenk bir kolyeyi taktım.Uyumlu bir bileklik taktım.Kırmızı bir ruj sürdüm.Sonra olmazsa olmazım Cadılara uygun saç şekillendiricisi kafama sıktım ve kıvırcık saçlarım düz bir hal aldı.Son olarak biraz rimel sürdüm ve hazırım.Uff taş.

"Hazır mısın ?" Sizlere annem Regina Mills'ten bahstmemiştim.Safkan bir ailenin tek çocuğu.Slytherinli.Dışarıya karşı sağuk ailesine karşı neşeli ve eğlenceli bir anne.Güzel bir kadın.Ama her şeyden önce asil görünümü kendisine hayran bıraktırıyor.Babam ve annem ben 8 yaşımdayken boşandılar.Ben ve erkek kardeşim Henry annemle yaşıyoruz.Babam harika bir adamdır.Fakat doğruyu söylmek gerekirse pek sorumluluk sahibi bir baba değildir.Bu kadar işte benim ailem bu.

"Hadi çıkalım."

***************************************************************************

İstasyona girdiğimizde Henry nefesini tutmuş kusacakmış gibi görünüyordu.Doğaldır.İlk yılı olacak.

"Hey biraz rahatla."

"Söylemesi kolay tabi."

"Tamam sorun ne ?" Yere çömelip asıl sıkıntısını anlamaya çalışıyorum.

"Slytherin'de olmak istemiyorum." Annem duymasın diye fısıldayarak konuşuyor.

"O halde şapka kafana takıldığında hangi binada olmak istiyorsan o binayı düşünmen yterli olacak.Hadi biraz rahatla."

"Ne alaka ?"

"Öyle işte.Hadi bu duvardan geçeceğiz." Hala stresli duruyordu.

"Birlikte." El ele tutuşup beraber geçiyoruz 9 34 peronuna.Şaşkınlıkla etrafına bakıyor.Sonra arkadaşı Sam'i görüyor ve hemen onun yanına doğru koşuyor.Annem arkasından bağırıyor ama gelmiyor.İşte Weasleyler.Hemen onların yanına koşuyorum.Ama annemin onaylamaz bakışlarıyla karşılaşıyorum.Ginny koşarak bana sarılıyor.Sonra Ron'un bakışları ile karşılaşıyorum.Benden hoşlanıyor biliyorum.Ama ona karşı dostluktan başka birrşy düşünemiyorum.Arkamı döndüğümde Sirius Black ile karşılaşıyorum.

"Sirius!"

"Ne haber tatlım?"

"Seni sormalı ?"

"Saçma sapan sihir bakanlığı işleri işte.Bu arada baban selam yolladı." Neden kendisi gelmedi acaba diye sinirle düşünüyorum.Bu arada Sirius ve babam çok yakın arkadaşlar derken babasına kaşlarını çatmış olan Harry'i görüyorum.

"Hermione babama belayı benim çağırmadığımı  belanın beni bulduğunu söyler misin ?"

"Aslında biraz da sen çağırıyorsun Harry."

"Kimin oğlu acaba ?" Annem laf sokmadan duramıyor James'e.

"Kapa çeneni Mills."

"Profosör olmuşsuzun Mills."

"Evet senin beceremediğin şey Black." Suratına zafer sırıtışını eklemeden duramıyor.Aynı zamanda annem ve çapulcu çeteside arkadaşlar.Fakat biraz atışmalı bir arkadaşlar.Annm Harry'nin annesi Lily ile yakın arkadaşmış.Fakat Lily ölünce grup dağılmış.Lily'i Voldemort'un öldürdüğünü biliyorum.Annem bu konuda fazla konuşmuyor.

 Ben Hermione Stark.Hogwarts Gryffindor 5.sınıf öğrencisiyim.Okulun en güzel kızıyım.Okuldaki erkek tayfasının yarısı bana aşık.Hiç yakın kız arkadaşım olmadı.Böyle iyi aslında.Yalnızlığı severim.Derken Jackson bana doğru geliyor.

"Ne haber?"

"Seni sormalı."

"Lakros kaptanı oldum !"

"Duydum duydum." Ona yaklaşık yanağına öpücük konduruyorum.

"Bu kadar mı ?"

"Beğenemedin mi ?"

"Daha iyisini görmüştüm." Sırıtıyor sapık herif.Sonra dudaklarıma güzel bir öpücük kondurup arkadaşlarını arıyor.Malfoy yanına geliyor.

"Yeter artık Jackson.Stark seni iyice bozdu."

"Kıskandın mı Malfoy ?" Malfoy kusarmış gibi yaparken Zabini gülüyor ve gidiyorlar.

"Onunla neden arkadaşlık yapıyorsun ki ? Aptalın teki!"

"Sen neden Potter ve Weeasley ile arkadaşlık yapıyorsan o yüzden." Sonra dudağıma küçük bir öpücük kondurup gidiyor.Slytherin sonuçta doğaldır.Fakat Harry ve Ron'a laf atması sinirlerimi bozuyor.

"Salak! Laf atmasa ölür sanki." Söylenerek devam ederken birine çarpıyorum.Kabul suçlu benim.

"Afedersin.Görmedim."

"Sorun değil.Bugün ikinci." Gülüyor.O an kızın ne kadar güzel olduğunu fark ediyorum.Siyah uzun dalgalı saçları uzun boyu ve gülümseyince ortaya çıkan gamzeleriyle kot pantolonu ve çizgili bluzuyle çok hoş gözüküyordu.

"Ben Hermione."

"Allison." Elini uzatmaya çalışıyor fakat elindeki kitaplar buna engel oluyor.Gülümsüyorum.

"Seni daha önce burada görmemiştim.Yeni misn ?"

"Evet.Bu yıl Beaxbatons'tan geldim.Annem yüzünden.Hogwarts'ta öğretmen olarak çalışmaya başlamasa buraya gelmek zorunda kalmayacaktım.Anne işte."

"Benim annemde bu yıl burada çalışmaya başlayacak.Tek dertli sen değilsin yani."

"Sahiden mi ?" Sırıtıyor. Hı hı dercesine kafa sallıyorum.Bu kıza ısınmıştım.Daha önce hiçbir kıza bu kadar sıcak davranmamıştım.

"İstersen yardım edebilirim." Kolunda tutmaya çalıştığı bir yığın kitabı göstererek.

"Aslında iyi olur." Kitapların yarısı bana veriyor.Böylece bir eli açıkta kalıyor.

"Bu arada memnun oldum."

"Bende." Şimdi çantasını açabiliyor ve içine bir yığın kitabı dolduruyor.

"Hoşça kal."

"Görüşürüz."

Trene bineyim derken birisi bana çok kötü çarpıyor.Bu sefer suçlu o.

"Önüne baksana !" Oğlana resmen bağırıyorum.Yere saçılan kitaplarımı toplamaya çalışıyorum.Fakat oğlan öylece durup bana bakıyor.

"Yardım etsene!" Eğiliyor ve yardım ediyor.

"Eğer çarptığım kızın bu kadar güzel olduğunu bilseydim daha önce çarpardım." Kafamı kaldırıp oğlana bakıyorum.Onu tanımyorum.Yeni gelenlerden herhalde.Oğlana bakıp gülümsüyorum.

"Eğer bana çarpan oğlanın bu kadar aptal olacağını bilseydim diğer kapıdan girerdim." Deyip hızla trene biniyorum.Boş kompartman arıyorum.Her kompartman dolu lanet olsun.Sonunda boş bir yer bulup içeri giriyorum.Oturduğumda içeri bir hışım Ginny giriyor.

"Lanet olsun Fred ve George nerede ?" avaz avaz bağırıyor.Onun bu haline gülüyorum ve bilmiyorum dercesine dudak büzüyorum.Derin bir nefes verip kompartmandan çıkıyor.Sonra kapı yine açılıyor.Kafasını çarptığım kız uzatıyor.

"Yine merhaba."

"Selam."

"Acaba gelebilir miyim ?"

"Tabii." Oturuyor ve eşyalarını yerleştirmeye başlıyor.

"Bu kitaplar başa bela." Diyor ve bir kitabını ele alıp incelemeye başlıyorum.Argent...Bu soyad bana bir yerden tanıdık geliyor.Hatırladım.Bu ünlü safkan ailesi Hale ailesinin evinde çıkan yangından sorumlu tutulan ailelerden birsiydi.Ama suçsuz bulunulmuşlardı.Soyadına bakarken görüyor beni.

"Demek fark etin."

"Bunu beklemiyordum." Acı acı gülümsüyor.

"Kendime başka bir kompartman bulsam iyi olur."

"Hey nereye gidiyorsun ?"

"Artık beni kovacağını düşünmüştüm."

"Hayır."

"Çoğu kişi bizi suçlu buluyor."

"Hayır.Sonuçta sizin suçlu olmadığınız ortaya çıktı değil mi ?" Yüzüne yine gülümsemesini yerleştiriyor.

"Böyle düşünmene çok sevindim.Beaxbatons'ta hiç arkadaşım yoktu.Bu sebepten ötürü."

"Burada var." Elimle kendimi gösteriyorum.

"Sen kimsin peki ?"

"Eğer soyadımı soruyorsan bir Stark'ım."

"Tony Strak'ın kızı mı ?" deyip gülümsüyor.Ona kaşlarımı kaldırıp bakıyorum.Bir süre sonra gülümsemesini durdurup bana bakıyor.

"Ciddi olamazsın."

"Evet onun kızıyım."

"Vay canına!Yani sen şimdi dünyanın en iyi seherbazlarından birinin kızı mısın ?"

"Aynen." Ellerimi kollarımda birleştiriyorum ve yanaklarımı şişiriyorum.Bu hareketime gülüyor.

"O halde nasıl arkadaş bulamıyorsun ?"

"Bulamamak değil.Hepsi benim ünüm yüzümden arkadaşlık yapmak istiyor.Yani bence bu arkadaşlık değil."

"Ne tuhaf.Benimlede ünüm yüzünden arkadaşlık yapmak istemiyorlar." Gülüyorum.Derken kapı açılıyor.İçeriye bana çarpan çocuk giriyor.

"Bak bak kimleri görüyorum." Bu ne özgüven anlamış değilim.

"Sana ne diyeceğim biliyormusun salak çocuk şu kapıyı  burnun kırılmış halde görmek istemiyorsan gitmelisin."

"Tamam tamam güzel kız.Hemen gidiyorum" Bana çapkın bir gülümseme atıp çıkıyor.Allison'un şaşkın bakışlarını görüyorum.

"Fazla sert çıkışmadın mı ?"

"Bana çarptı."

"Sende bu yüzden az önce onu tehdit ettin öyle mi ?"

"Sonra da asılmaya kalktı."

"İyi yapmışsın.Oh olsun ona." Yine kapı açılıyor ve gelenin yine o çocuk olduğunu sanıp bağırıyorum.

"Gene ne var ?"

"Yiyecek ister misiniz ?" diyor şekerci kadın.Ona mahcup mahcup gülümsüyorum ve önümde duran her çikolatadan biraz istiyorum.

"Şundan 10 tane,karamelliden 5 tane yada durun biraz daha evet evet bu kadar iyi.Aaa pasta mı var.Biraz da ondan 3 tane.Şu çikolatalar yeni mi ımm tadına bakayım harika.10 tane de bunda-"

"Bende seni doğal zayıf sanıyordum.Demek büyücü şrup sayesindeymiş." Kafamı çevirdiğimde yine o salak çocukla karşılaşıyorum.

"Sanane !" deyip çikolataların parasını ödüyorum ve kapıyı kapatıyorum.Allison yine kahkaha atıyor.

"Nee ?"

"Şundan 100 tane,karamelliden 150 tane!" Sesini inceltip taklidimi yapıyor.Kafasına çikolata ambalajlarını atıyorum.Gülüyor.Aldıklarımın yarısını ona veriyorum.Teşekkür etmeden yemeye başlıyor.

"Bana diyene bak sen." O da gülüyor ve yemeye devam ediyoruz.

 

 Kesinlikle garip bir yıl olacağa benziyor.