Actions

Work Header

Rating:
Archive Warning:
Category:
Fandom:
Character:
Additional Tags:
Language:
Türkçe
Collections:
Turkfanfiction
Stats:
Published:
2016-12-09
Completed:
2016-12-09
Words:
13,713
Chapters:
10/10
Hits:
81

Bir Günah Gibi

Summary:

Aşkı arayan bir aşk hikayesi.
Dramione.

Chapter 1: Acı

Summary:

Aşkı arayan bir aşk hikayesi.
Dramione.

Chapter Text

 

 

 

Story Notes:

http://www.wattpad.com/story/19337573-bir-g%C3%BCnah-gibi

 

Öncelikle hikaye hakkında belirtmek istediğim birkaç uyarı var.

Normalde sürdürülen Safkan-Bulanık ilişkisi bu hikayede biraz ileri düzeyde. Safkanlar bu konuda daha dikkatli. Yani filmde ve kitapta safkanlar bulanıklardan ne kadar nefret ediyorsa bu hikayede ondan çok daha fazla nefret ediyorlar. Okurken bu unsuru göz önünde bulundurun.

Ve 6.sınıftan başlattım.Normalde Draco'nun Ölüm Yiyen olması gerekiyor,fakat şimdilik onu geciktirdim.

Hepinize keyifli okumalar.


 

Bacaklarımı dayadığım pencereden çekmeden elimde duran kahveden bir yudum daha aldım ve dışarıda yağan karı izlerken iyice gevşedim. Şuan için sorun etmem gereken hiçbir şey yoktu. Sonsuza kadar bu pozisyonda kalabilirdim..

Portrenin açılmasıyla kendime geldim ve kucağımdaki kahvenin düşmesini son anda engelledim. Başkanlar Odasına kimse giremezdi ki. Sadece Başkanlar. Ve Başkanlar Malfoy ve bendim. İkimizin aynı daireyi paylaşacağını duyan Malfoy buna iğrenerek karşı çıkmıştı. Ve kendi yatakhanesinde kalmak istediğini söylemişti. Şifreyi ikimizden başka kimse bilmiyordu. Bu gelen kimdi o halde?

Koltuktan kalktım ve ürkerek kapı tarafına baktım. Yanılmıştım. Malfoy,elinde spor bavuluyla gelmişti. Bana bir an bile bakmadan parfümünü odanın her metrekaresine yayarak odasına girdi.

Onu takmamaya çalışarak odama girdim ve yarın ilk ders olan İksir kitabımı alıp salona tekrar indim. Malfoy ortalarda yoktu. Demekki odasında tek başına takılıyordu. Kitaplarımı masaya yığdım ve düzenli bir şekilde çalışacağım yılın ilk gecesine başlamış oldum.

Aradan bir saat geçmişti. Başımı kaldırıp kol saatime baktım. 9'a geliyordu. Biraz esnemenin iyi olacağını düşündüm ve başımı geriye atıp kollarımı gevşettim.

Gözlerimi tekrar açtığımda küçük çaplı bir şoka girdim. Ağzımdan salınan minik bir çığlığı tutmakta başarısız oldum ve şöminenin önündeki koltuğa uzanmış kitap okuyan Malfoy başını kaldırıp bana baktı. İfadesiz bir şekilde.

''Seni öyle bir an görünce,korktum,'' dedim titreyen sesimle. Saçlarımı düzelttim ve kitabıma geri döndüm. Ama az önceki görüntü aklımdan çıkmıyordu. Draco Malfoy'u pijamalı görmek varmış kaderimizde..Lacivert,dar ve kaslarını 'ben burdayım' diye ortaya çıkaran bir tişört ve siyah eşofman altı.

Bunları düşünüp kendi kendime güldüm. Bana neydi ondan? Benim kalbim zaten birine aitti..

Gözlerim kitap sayfasında takılı kaldı,başımı kaldırıp onunla konuşmak bile istemiyordum. O yüzden istifimi bozmadan okumaya devam ettim. Bu çocuğa karşı içimde hiçbir his olmaması gayet iyi bir seçenekti.

Ama hala bana baktığını hissedebiliyordum. Başını kitaba çevirmemişti. Umrumda değildi. Onunla konuşmak bana göre değildi.

İksir kitabımın ilk bölümü onuncu kez okuduktan sonra saatin 9 buçuk olduğunu fark ettim. Devriye saati gelmişti. Sanırım yıl boyunca en çok bu saatlerde zorlanacaktım.

Malfoy'a baktım. Kitap yüzüne düşmüştü. Büyük ihtimalle uyuyakalmıştı..

Onu uyandırmayı düşündüm,fakat ne hakla bir bulanıkın onu uyandırdığını sorarak 3.dünya savaşını başlatabilirdi. Yine de uyandırmak zorundaydım. Yavaşça masadan kalktım onun olduğu yere doğru yürüdüm.

Kitabı başının üstünden kaldırabilirdim. Ki belki de anında uyanırdı ve beni yanlış anlardı. En iyisinin ona seslenmek olduğuna karar verdim.

Boğazımı temizledim ve koltuğa bir iki adım mesafede kollarımı kavuşturup ona baktım.

''Malfoy,uyan. Devriye saati.'' dedim sert sesimle. Neden sert bir ses tonu kullandığım hakkında hiçbir fikrim yoktu.

Ne ses verdi,ne de bir uyanma belirtisi.

Derin bir iç çektim ve sorunumu yineledim.''Malfoy,kalksana. Sabah olacak.''

Hafifçe başını yana yatırdı ve kitap başını sıyırıp yere düştü.

Gülümsüyordu. Gözleri kapalı,tamamen savunmasız,sahtelikten yoksun bir gülüş. İçimden bir ses ''Bu gülüşü unutma!'' diye haykırırken diğer ses ''Fakat asla sana böyle gülümsemeyecek'' diyordu.

Uyurken neden gülümsediğini anlamamıştım. Draco Malfoy gülümser miydi hiç? O solgun dudaklarından hakaret ve alaylama dışında bir aşk sözcüğü çıkar mıydı sahi? Ya gözleri,hangi limana vuracağını şaşıran bir fırtına gibi haykırmayı bırakıp,sakin bir okyanus gibi bakar mıydı?

Düşündüklerim kendime kızmama ve utanmama sebep oldu. Bana neydi onun gözlerinden,dudaklarından,bakışlarından? Bana neydi?!

Terlediğimi fark ettiğim an Malfoy uyandı. Gözlerini bir kaç kez kırpıp esneyerek koltuktan doğruldu ve saniyeler sonra benim varlığımı fark etti.

''Ne oldu?'' dedi uyku taşan sesiyle. Omuzlarını düşürmüştü,hala uykusu vardı belli. Çünkü tek gözü açık bakıyordu.

Gülmemeye çalışarak,''Devriye saati,etrafta öğrenci var mı diye bakmamız gerekiyor.'' dedim bu sefer yumuşak bir sesle.

Saçlarını geriye atarken esnedi ve odasına doğru ilerledi.''Sen bakarsın,benim uykum var.''

''Ne? Hey! Saçmalama! Bu senin de görevin Malfoy!''

''Umrumda mı sence? Defol ve beni rahat bırak.'' dedi kapıyı açarken,asamı kapıp kapıya bir büyü gönderdim ve kapı kapandı. Açması için benim büyüyü çözmem gerekiyordu.

''Gelmezsen müdüre söylerim. Sana meraklı değilim,ama geceleri koridorlarda savunmasız bir şekilde dolaşmaya niyetim yok.''

Yavaşça arkasını döndü ve yüzüne pis bir sırıtış yayıldı.''Bana güveniyorsun yani?''

Ups. Hazırlıksız yakalanmıştım.

''Hayır,ne alakası var? Konuyu saptırıyorsun,sen de gelmek zorundasın. Görevini yerine-''

''Bak Bulanık,'' dedi eliyle yüzünü kapatırken,sonra derin bir nefes aldı ve başını arkaya attı,''bana ne yapacağımı söyleme. İstersen gözümün önünde öl,umrumda değil. Uyuyacağım,şimdi defol hayatımdan.''

Ne diyecektim şimdi? Her şeyine cevap verirdim,her lafına zekamla karşı çıkardım. Ama bu,benim elimde olan bir şey değildi. Bulanık olmak. Bunu,onun ağzından her duyduğumda ruhuma saplanan acıdan bihaberdi. Dışarıdan umursamaz gibi görünmeye çalışsamda,o her Bulanık dediğinde ben dayak yemiş gibi oluyordum. Dünyanın en değersiz yaratığı gibi hissediyordum. Her şeyim mükemmel olsada,ben buydum işte. Bir Bulanık.

Cevap bekliyordu. Oysa o lafını ortaya atar,cevap beklemeden kaçıp gitmez miydi? Onu durduran neydi?

İfadesiz gözlerimde oluşan kırgınlık hissini en derinlere ittim ve görmesini istemeyerek arkamı döndüm. Masanın üzerinde duran kürklü pelerinimi omzuma atıp asamı sımsıkı kavrayarak porteden dışarı süzüldüm. Gözyaşlarım içime akmaktan vazgeçmeyecekler miydi?

.

Ayaklarım bedenimi taşıyordu koridorda,fakat ruhum baya geride kalmıştı.

Geri dönmek istiyordum. Geri dönmek ve ona haddini bildirmek.

Geri dönmek ve ona korkusuzca bakabilmek.

Geri dönmek ve kendimi savunabilmek.

Geri dönebilmek.

Ama bu yanlıştı, onun beynimi bu kadar meşgul etmesi yanlıştı. O kimdi ki? Umrumda olmayan bir safkan bozuntusu işte. Onun düşüncelerinin ne önemi vardı? Kendimi toparlamaya çalıştım. Ortalıkta gezen bir iki tane küçük sınıf öğrenciyi yataklarına geri gönderdim.

Sonra bahçede öpüşen bir çiftle uğraştım,Harry ve Ron'u Astronomi Kulesi'nde gevezelik ederken yakaladım. Gryffindor'dan beş puan indirdim. Ron sinirle karışık bir tatlılıkla yanağıma bir öpücük kondururken kızarmamı geceye gizledim. Harry ve Ron Astronomi Kulesinden inerken ben biraz daha orada kaldım. Kar yağışı durmuştu. Yıldız dolu bir geceydi. Başımı gökyüzüne kaldırdım. Rüzgar yüzümü yalayıp geçerken elimde olmadan ürperdim.

Saatin geç olduğunu fark ederken gitmem gerektiğini hatırladım ve geri döndüm. Astronomi Kulesinin zifiri karanlık koridorlarını biraz da olsa korkarak inerken bir an tamamen korkmama neden olan bir şey duydum.

Birisi yukarı çıkıyordu. Ayak seslerinden anlaşıldığı kadarıyla tek kişiydi. Asamı o tarafa doğru tuttum ve nefesimi sıkıştırarak bekledim.

Aniden biri ayağıma basınca iki çığlık merdivenleri doldurdu. Acıyla gerilerken karşımdakinin erkek olduğunu anlayabilmiştim. Tekrar bir çığlı atacakken bir el ağzımı kapadı ve beni engelledi.

''Shh,sakin ol.'' dedi o çok iyi tanıdığım ses,''benim.''

****

Yorumları görelim :)