Actions

Work Header

Rating:
Archive Warning:
Category:
Fandom:
Additional Tags:
Language:
Türkçe
Collections:
Turkfanfiction
Stats:
Published:
2016-12-19
Words:
500
Chapters:
1/1
Hits:
33

Cozzens 2 Zens'in Kabusu

Summary:

Yüzyıllar önce aileme yapılan lanet yüzünden şeytanların kalplerini yemek zorunda kaldık. Eğer bunu yapmazsak yavaş yavaş ölüyorduk fakat ben bir yolunu buldum ve ailemi bu şeyden kurtaracağım

Notes:

Arşivist görevindeki Glenien'den not: Bu hikaye daha önce, artık kapanmış olan Turkfanfiction.net'te yayınlanmıştır. Sitede kalan hikaye arşivini korumak için, Türkfanfiction.net olarak Kasım 2016'dan itibaren, AO3'ün Open Doors (Açık Kapılar) projesi kapsamında, sitede bulunan tüm hikaye arşivini AO3 koleksiyonuna taşımaya başladık. Bu haberin duyurusu çeşitli kanallarda yapıldı, ancak size ulaşmamış olabilir. Bu yazarı tanıyorsanız veya bu yazar sizseniz, hikayeyi üzerinize geçirmek için lütfen profil sayfamdaki e-mail adresini kullanarak bana ulaşın.

Work Text:

 

 

 

Author's Notes:

İkinci kitap, umarım beğenirsiniz ve lütfen yorum atmayı unutmayın bu benim için gerçekten çok önemli. İyi okumalar!

 


 

 

Bölüm 1

Oldukça yavaş ilerliyorum. Neden bilmiyorum ama içimdeki korku adımlarımı durdurmaya yetmiyor, ilerledikçe ilerliyorum. İlerledikçe nefesimi tutuyor, çıplak ayaklarımla gezdiğim zeminde ses çıkartmamaya çalışıyorum. Ay ışığın da önüme düşen yaprakları yavaşça avuç içime alıp aynı şekilde arkamdan bırakıyorum. Sonun'da ışığı gördüm, derin bir nefes alıp alev alev yanan ışığa doğru ilerledim. Yapraklardan oluşan küçük bir eve girdiğim an içimde kuşlar uçuşmaya başladı. Zeminde eski ve oldukça yıpranmış görünen bir halı duruyordu. Odanın ortasında ise ışıl ışıl parlayan altından bir masa öylece duruyordu ama benim ilgimi çeken masanın üstündekilerdi. Buraya gelirken elimden aldıkları eşyalarımdı. Saatim, giysilerim çok sevdiğim kotlarım öylece bekliyorlardı. Bir adım daha atarsam onlardan sonsuza kadar ayrılacağımı biliyordum. Üşümüş ayaklarımı çimenden alıp halının üstüne koyduğum anda biri beni oradan çekip almıştı. Kendi nefesimde boğuluyordum. Gözlerimi bu sefer açtığımda karşımda en son görmek isteyeceğim kişi duruyordu.

 

Adam, her zaman ki; '' ne olursa olsun mutluyum'' tavrını takılarak; '' Gördüğün şeylerin gerçekleşmesi için onların benden uzak tutmalısın.'' dedi.

 

Olduğum yerden yavaşça doğrulmaya çalışıyordum. Sol kolumun üstüne uyumuşum ve kolumu şuanda tamamen hissetmiyordum.

'' Umarım aynı şeyi sizde yapıyorsunuzdur şayet şuanda tek istediğim şey sakladığınız o çok değerli çikolatarınızın yerini bulup içlerine tükürmek..''

 

Adam hayrete düşmüş gibi bir bakış atıp saniyesinde yüzüne yine aynı mutluluk takıntısını alıp kollarını birleştirdi.

'' Seni buraya zorla ben getirmedim. Uçağıma adımını atan sendin.''

 

Uzamış saçlarımı ve sakallarımı ellerimle düzeltmeye çalışırken yüksek sesle konuşmaya devam ediyordum. Ve unutmadan saç ve sakallarımı düzeltmiyordum sadece sinirden onları yoluyordum.

 

'' Ah evet! '' dedim öfkeyle, '' Kimse bana sahip olduğun her şeyi alacağız ve yemeklerini kendin yapacaksın demedi veya bu uçsuz bucaksız yerde vahşi bir hayvanla aynı ortamı paylaşacağımı.'' Bak '' dedim daha sakin bir tavırla.'Bize bir şey öğretmiyorsun sen sadece sınırlarımızı zorluyorsun! ''

 

 

Çadırımdan çoktan ayrılmıştı fakat ben öfkeyle bağırmaya devam ediyordum. Hızlıca çıkışa doğru yönelip çadırın arasından kafamı çıkartıp yavaşça, yürüyen şerefsizin arkasından '' Umarım çadırınıza ayı girer ve sahip olduğunuz her şeyi yer. Ama bir dakika bu sizin için iyi bir şey demek.'' yürümeye devam ediyordu. Daha yüksek bir sesle konuşarak. '' O ayı her şeyinizi yerse o koca kıçınızı ve göbeğinizi eritmek zorunda kalırsınız. Emin olun kimse bunun olmasını istemez çünkü buradaki herkes sizin en kısa sürede kalp krizinden ölmenizi umut ediyor.''

 

 

Aylardır aynı şeyi giyiyorum ve iç çamaşırlarımın sonunda küflenip yok olmasından çok korkuyorum. Onları içme suyumuzu karşıladığımız yerde yıkasamda yeterince temiz olmuyorlardı.

Şunuda belirteyim bazılarımız hani doğa çok iyi bir şey burada sonsuza kadar yaşayabilirim falan gibi takıntılara sahipler, inanın bana her gün zehirli bir hayvan tarafından ısırılıp ölecekmiyim korkusuyla yaşamayı düşünmüyorlar herhahlde veya bok çukurlarına bir gün saplanacağınız gerçeği. Yada en önemlisi sevdiğiniz insanlardan uzaklaşmış olmanız. Kısaca doğadan ve onun getirdiği zorluklardan nefret ediyorum.

 

Bunun karşılığında ne mi alacağım? Şuanda içimde şeytanın kalbinden beslenme isteği yok ve bunun aynısını aileme yapabileceğim gerçeği. Tabi ki onların hayalatlarının sınırlanırı zorlamaları için zorlamayacağım daha kısa bir yolu var ama ona ulaşabilmem içinde bu sınavı düzgün bir şekilde atlatmam gerekiyor. Ayrıca zorlama olayını sürekli kullanıyorum bunun farkındayım.