Actions

Work Header

Rating:
Archive Warning:
Category:
Fandom:
Character:
Additional Tags:
Language:
Türkçe
Collections:
Turkfanfiction
Stats:
Published:
2016-12-25
Completed:
2016-12-25
Words:
2,914
Chapters:
3/3
Hits:
24

Mystery Game Of The Night

Summary:

Elinize gizemli bir kitabın geçtiğini düşünün.Kitabın sayfalarını araladığınızda belki de hiç uyanamayabilirsiniz.Yine de kitabın gizemini çözmeye çalışır mısınız?

Notes:

Arşivist görevindeki Glenien'den not: Bu hikaye daha önce, artık kapanmış olan Turkfanfiction.net'te yayınlanmıştır. Sitede kalan hikaye arşivini korumak için, Türkfanfiction.net olarak Kasım 2016'dan itibaren, AO3'ün Open Doors (Açık Kapılar) projesi kapsamında, sitede bulunan tüm hikaye arşivini AO3 koleksiyonuna taşımaya başladık. Bu haberin duyurusu çeşitli kanallarda yapıldı, ancak size ulaşmamış olabilir. Bu yazarı tanıyorsanız veya bu yazar sizseniz, hikayeyi üzerinize geçirmek için lütfen profil sayfamdaki e-mail adresini kullanarak bana ulaşın.

Chapter 1: Kitap

Chapter Text

 

 

 

Story Notes:

DAHA ÖNCE OKUDUĞUM BİR KİTABIN UYARLAMASIDIR. ÇİFTLERİ DRACO/HERMİONE, HARRY/GİNNY, RON/PANSY OLARAK DÜŞÜNÜYORUM


 

 

Author's Notes:

Bu ilk fanfiction denemem.Yorum yazarsanız sevinirim.


 

 

 

 

Pencereden sızan güneş ışınlarının ilk hedefi Hermione'nin gözleri olmuştu.Tam üzerindeki yorganı kafasına çekecekti ki bir çift el onu engelledi."Hermione daha kalkmadın mı?Biraz çabuk ol ben hazırlandım bile." Sinir bozucu güneş ışığına bir de Ginny'nin ince sesi eklenince Hermione teslim olması gerektiğini anladı.Yavaş ve ruhsuz bir şekilde yatağından kalktı.Sendeleyerek lavaboya yürüdü.Uzun bir esneme seansının ardından musluğu açtı.O esnada yarı açık gözleri aynadaki görüntüsüne takıldı.Dün neredeyse tüm gece kütüphanede ders çalışmıştı ve uykusunu alamamış olması yetmemiş bir de gözaltları şişmiş,yüzü neredeyse Malfoy'u andıracak derecede solmuş ve saçları her zamankinden daha çok kabarmıştı.İstemese de kendi görüntüsüne gülümsemeden geçemedi.Başını eğip avuçlarına doldurduğu suyu bir çırpıda yüzüne çarptı.O anda Ginny yeniden seslendi.                                                                                                                                                                                                            "Hermione!Hadi ama,kahvaltıya geç kalacağız." Musluğu kapatmadan önce avuçlarına doldurduğu suyu son bir kez daha yüzüne çarptı.Aynanın yanında asılı duran havluyu yüzüne bastırdıktan sonra banyodan çıktı.Hızla dolabına yönelip okul üniformalarını eline aldı ve bir çırpıda giydi.Saçlarını ise daha fazla kabarmasına neden olacak bir şekilde hızlıca taradı ve her zamanki gibi arkadan topladı.Kitaplarını da eline alıp Ginny'ye seslendi."Ben hazırım,çıkabiliriz artık."                                                           Gryffindor kızlar yatakhanesinden çıkıp koridor boyunca ilerlerken Hermione,artık kabusları haline gelmeye başlamış yaklaşan FYBS sınavlarını düşünüyordu.Bir çok kişi sınavların yaklaştığından bile haberdar değilken Hermione kütüphanede sabahı ediyordu. Ortak salona geldiklerinde Hermione ve Ginny Gryffindor masasına yöneldiler.Masaya oturur oturmaz Harry bakışlarını gazete sayfalarından ayırıp Hermione'ye yöneltti. "Günaydın Hermione!Uykunu alabildin mi?" Hermione ekmeğine uzanırken yüzüne zar zor bir gülümseme yerleştirerek yalan olduğunu bilsede başını salladı.Harry durumun tam tersi olduğunu anlasa da üstelemeyerek gazetesine döndü. Hermione iştahsızca kahvaltısını yaparken yanındaki Ron'a baktı.Genç kızın aksine tüm ağzını doldurmuş daha da birşeyler tıkıştırmaya çalışıyordu.Hermione bu duruma alışmış,yavaşça gözlerini devirmekle yetindi.İlk dersleri İksir'di ve dersin başlamasına daha 15 dk daha vardı.Kütüphaneye gidip biraz daha çalışabilirdi.Hızla yerinden kalkıp çıkışa doğru yöneldi.O sırada Ron'un dolu bir ağızla birşeyler gevelediğini duydu. "Neğeye gidiyoğsun Heğmione?"                                              "Kütüphaneye gidiyorum.Biraz daha vaktim varken çalışacağım.Ve bu arada ağzında birşeyler varken konuşmamalısın Ronald."                                                                               "Ama pek birşey yemedin ki." diye araya girdi Harry. "Bugün pek iştahım yok ,size afiyet olsun." Gülümseyerek yoluna devam ederken Slytherin masasından Draco Malfoy'un garip bir şekilde onu süzdüğünü gördü.Göz göze geldiklerinde Hermione hemen bakışlarını çevirip yoluna sabitledi.Bu Malfoy bozuntusu ne demeye onu süzüyordu ki.Kafasını kurcalayan düşünceleri bir kenara atıp adımlarını hızlandırdı ve ortak salondan çıktı.                                                                                                                    -----------------------------------------------------------------------                                                                                                                                                                                                       Harry tam gazetesini bırakıp balkabağı suyuna uzanacaktı ki son anda gördüğü bir haber ilgisini çekti.Bir ölüm haberiydi ama ne bakanlığın verdiği bir emir ne de ölüm yiyenlerle alakalıydı.Gazetede şu şekilde yazıyordu: 35 yaşındaki James Vaner'ın cansız bedeni ikamet ettiği malikanenin önünde bulundu.Malikanenin 5. katından yere çakılan safkan büyücünün bedeninde herhangi bir yara izi tespit edilmediği ve malikanede yapılan incelemede de içi tamamen boş sayfalardan oluşan bir kitap dışında dikkat çekici bir bulguya rastlanılmadığı öğrenildi. Gazeteyi bir kenara bırakırken"Zaten güne moralsiz başlıyorum, bir de bu haberler iyice can sıkıyor." diye düşünmeden geçemedi.                                                                                                                                                                                                                                                                         ------------------------------------------------------------------------                                                                                                                                                                                               Hermione kütüphaneye vardığında istediği kitapları almak için ellerini raflarda gezdirdi.İstediği üç kitabı kolayca bulup aldı ama dördüncü kitap biraz yukarıdaydı ve boyu yetişmiyordu.Son çare zıplayarak kitabı almaya çalıştığında raflardaki kitapların bazıları yeri boyladı.Sinirle yerdeki üç kitabı toplamaya çalışırken kafasına yediği ağır darbeyle gözlerini kocaman açtı.Asasını hışımla yana çekip arkasını döndüğünde birileriyle karşılaşmayı bekliyordu.Ama kimse yoktu.Bakışlarını yere indirdiğinde kocaman,siyah renkte eskitilmiş bir kitap gördü.Kafasına düşen şeyin bu kitap olduğu aşikardı, büyüklüğüne bakılırsa kafa travması geçirmediğine şükredecekti.Yere eğilip kitabı aldığında devasa büyüklüğüne oranla oldukça hafif bir kitapla karşılaştı.Hermione daha önce hiç görmediği bu kitabı incelemeye başladı. "Gecenin Gizemli Oyunu.... Vayy.." diye gülümsedi Hermione kitabın kapağına bakarak. Gözlerini bileğindeki küçük saate çevirdiğinde dersin başlamasına yalnızca 5 dk kaldığını gördü.Tüm ders çalışma hayalleri yerle bir olmuşken diğer kitapları raflarına geri iade etti ve elindeki kitaba odaklandı.Kitabın arka kapağında şu kelimeler yazıyordu:Kitabı elinize aldığınız an gizemli yolculuğunuz başladı.Kim bilir nereye gideceksiniz?Tanımadığınız insanlar belirecek yanı başınızda.Her birinize farklı görevler verilecek.Birbirine bağlanan şifreler,bulmacalar,oyunlar sizi kurtuluşamı götürecek yoksa tuzaklarla çevrili çıkmaza mı?Eğer bu şifreleri çözüp,tuzakları atlatıp oyunu başarıyla sonlandırabilirseniz alacağınız en büyük ödül uyanabilmek olacak.Bir an önce bu rüyadan kurtulabilmeye bakın.İpuçlarını kitabın içinde bulacaksınız.Ama anahtara sahip olmak yeterli değil,doğru kapının kilidini açmanız gerekli.Geri dönüşü olmayan bir yolun başındasınız. Maceraya hazır mısınız?                          Kitap oldukça ilginç bir kitaptı.Bir yandan İksir sınıfına doğru yönelirken bir yandan da sesli bir şekilde kitabın ilk sayfasında yazanları dikkatle okudu. "Gecenin Gizemli Oyunu senin için başlıyor." Hermione'nin tüyleri diken diken olmuştu.Sanki içinden bir parça kopmuştu.Olanlara ve içindeki hislere bir anlam veremedi.Bir an önce kitabın kapağını aralayıp "Gecenin Gizemli Oyunu"nu öğrenme hissi duymaya başladı.O an arkasından köpek havlaması işitti.Hogwarts içerisinde hatta bu koridorda duyulması imkansız olan bu sesin geldiği yöne bakmak için arkasını döndüğünde flaşlar patladı gözlerinin önünde.Koridorun uzak köşesinden kendisine doğru koşmakta olan mermerden yapılmış köpek heykelini görünce titremeye başladı.Yanı başında iki askerin durduğunu farketti. Bunlar da kimdi? Elindeki kitaba baktı.Gizemini sunmakta geç kalmamış gibi durmaktaydı. Neler olduğuna anlam veremedi.Ayakları geri geri adım atsa da gözleri nemlenmiş ve dudakları da titremeye başlamıştı.Daha önce bu kadar korktuğunu hatırlamıyordu.Saatine baktı ve gözleri sonuna kadar açıldı.İksir dersinin bitmesine sadece birkaç dakika kalmıştı.Gerçekten bu kadar süredir burada dikilip hayal mi görmüştü.Yönünü zindanlara çevirdi ve hızla koşmaya başladı.Tam içeri girecekti ki sınıfın kapısı aralandı ve içeriden Profesör Snape çıktı.Hermione Profesör ile gözgöze geldiğinde arkasını dönüp kaçmak istediyse de bunu yapmadı.                                                                                                                       "Bayan Granger,derse girmeye lüzum görmediğinize göre çok önemli işleriniz olmalıydı."dedi Snape ölümcül derecede sakin sesiyle."Yoksa şimdide dersleri mi ekiyorsunuz?"                                                                                                                                                                                                                                                                               "Be..ben çok özü-.."                                                                                                                                                                                                                                                                    "Bunun için Gryffindor'dan gerekli puanı kırdım.Doğrusu beni hayal kırıklığına uğrattınız,Bayan Granger." Hermione ağzını açıp tek kelime dahi etmedi. Snape yanından geçerken sessizce başını elindeki kitaba eğdi.Görülen o ki bu kitap sihirli bir kitaptı.Eğer şimdi bu kitabı Dumbledore'a ulaştırırsa bir daha bunun gibi bir olayla karşılaşmak zorunda kalmazdı.Ama hala içinde bir yerlerde "Gecenin Gizemli Oyunu"nun ne olduğunu öğrenme isteği vardı.Hermione birkez daha içindeki yoğun öğrenme tutkusuna lanetler gönderdi.Şüpheyle kitabın ikinci sayfasını açıp bekledi.Başına geleceklerden korkuyordu ama o bir Gryffindor'du.Korkusunun yersiz olduğuna dair birkaç şey mırıldandıktan sonra bakışlarını sayfaya kilitledi.6 tane kutu biçimindeki şekilleri görünce kaşları çatıldı.Bunlar da ne olabilirdi.O sırada sayfanın köşesinde yazılar belirginleşmeye başladı.                                                                                                                                                                                                                                  "Doldurabilirseniz eğer altı tane kutuyu, Paroks sizin için başlatacak oyunu."                                                                                                                                                               Hermione'nin iyiden iyiye kafası karışmaya başlamıştı. Paroks da kimdi?Bu kutuları nasıl doldurması gerekiyordu? İpucunu tekrar,tekrar okudu.Yazıda bir kişiden değil çoğunluktan bahsediyordu ,yani bu oyunda tek başına değil miydi?O sırada sınıftan çıkmak üzere olan Harry,Ron ve Ginny'i gördü.Çocuklar da Hermione'yi görünce koşarak yanlarına geldiler.                                                                                                                                                                                                                                                 "Hermione nerelerdeydin,niye derse girmedin?"diye sordu Ginny.Hermione anlatıp anlatmamak konusunda kararsızdı ama madem bu oyunda yalnız değildi,o zaman onlara anlatması en mantıklı olandı.                                                                                                                                                                                                                        "Hermione,iyi misin?"diye seslendi Harry.                                                                                                                                                                                                                                 "Ah ,evet,iyiyim.Çocuklar size birşey anlatmam gerekiyor."  Hermione,göğsü hızlıca inip kalkıyordu.                                                                                                                              "Herm yoksa Malfoy sana bir şey mi yaptı!"                                                                                                                                                                                                                         "Yoo, neden Malfoy bana birşey yapsın ki?" Ron'un sorusu Hermione'nin afallamasına neden olmuştu.                                                                                                                      "Sadece,Malfoy'da derse girmedi de ondan." diye düzeltti Ron.                                                                                                                                                                                              "Hayır.Bu başka birşey ama size burada anlatamam." elindeki kitabı gösterdi. "Beni takip edin." 4 genç kütüphaneye doğru ilerlerken bir çift mavi-gri gözlerin onları takip ettiğinden habersizlerdi.

 

End Notes:

Lütfen iyi veya kötü farketmez yorumlarınızı bekliyorum...:)