Actions

Work Header

Rating:
Archive Warning:
Category:
Fandom:
Additional Tags:
Language:
Türkçe
Collections:
Turkfanfiction
Stats:
Published:
2016-12-26
Completed:
2016-12-26
Words:
3,839
Chapters:
3/3
Hits:
31

The Think / Baekhyun Fanfiction / TR

Summary:

Göğe yapışan sakuralar.

- Hikaye tarafımca Wattpad adlı bir hikaye sitesinde yazılıp, yayılma amaçlı olarak bu siteye de ekenmektedir.

Notes:

Arşivist görevindeki Glenien'den not: Bu hikaye daha önce, artık kapanmış olan Turkfanfiction.net'te yayınlanmıştır. Sitede kalan hikaye arşivini korumak için, Türkfanfiction.net olarak Kasım 2016'dan itibaren, AO3'ün Open Doors (Açık Kapılar) projesi kapsamında, sitede bulunan tüm hikaye arşivini AO3 koleksiyonuna taşımaya başladık. Bu haberin duyurusu çeşitli kanallarda yapıldı, ancak size ulaşmamış olabilir. Bu yazarı tanıyorsanız veya bu yazar sizseniz, hikayeyi üzerinize geçirmek için lütfen profil sayfamdaki e-mail adresini kullanarak bana ulaşın.

Chapter Text

 

 

0.1 by aoidesune

Hiç her gün yanından geçtiğiniz bir insanla gelecek hayallerine tutuşacağınızı düşünür müydünüz?<br />Benim 22 ekim düşlerim onunla yön buldu.<p>Sen kurabildiğim tonlarca hayalin rüya baskısıydın.</p><p>Düşüncelerim adımlarımı yönlendirmekte bir ustadan farksızdı.</p><p>Bense aleminin en düşüngarı.</p><p>Diyarın ucunu yakalamakta kendime şans diliyorum.<br /></p>

 

-----

Oturduğum koltuğun iki yanındaki ahjummalara belirli ritimde çarpa çarpa ilerlediğim metronun rotam olan durağa varmasını beklediğim zaman dilimi için telefonumun güç tuşuna dokundum. <br />Ekran aydınlanırken her zamankinden iki dakika daha geciktiğimi farkettim.</P><p>5:23</p><p>Kahretsin.</p><p>Bugün her şey olağan dışıydı.<br />Saat tam 5:00'da metro girişindeki kartımı okuttuğum , BTS afişi olan turnike çalışmadı.<br />Sonrasında...</p><p>Bekleyin.</p><p>Tüm olayım buydu.</p><p>Ahh! Hayır! Bu kesinlikle o hayatımın sıyrılmaz monoton günleri arasına giremezdi.<br />Düşündüm de..</p><p>Bi-bir şey daha var!</p><p>Bugün , her gün elindeki mavi ve şeffaf dosyanın içerisinde uçları katlanmış karmaşık kağıt desteleri taşıyan, siyah saçları özenle şekil alıp hafifçe alnına düşen, parmakları üzerinde saatlerce çalışılmışcasına yaratılmışı bırakın bu dünyadan olamayacağına gönül verdiğim, beyaz gömleğinin yakalarını gün be gün son anda metrodan 3. durakta inerken düzelten ve yaka kartını siyah ceketinin minik iç cebinden çıkarıp avucu arasına sıkıştıran ve pazar gecelerinden kalma pazartesi ifadeleri olan o bedbaht adam... yoktu!</p><p>Tamam... lakabı her gün değişiyordu.<br />Yani benim için.</p><p>Bir yabancı için.</p><p>Ne var ki onun yabancısı olmak bile sizi şahlandırabilirdi.</p><p>Duruşu, her an başka bir şeye odaklıydı.<br />Bakışları ayrımcı düşüncelerin ele aldığı bir zihni ortaya döküyordu.<br />En az benim kadar düşe dalmayı beceriyordu ki ara sıra metronun hafif sallantısında dengesi yerlebir oluyordu. <br />Yolculuk boyunca daldığı bütün okyanuslar sonrasında yüzeye tekrar çıkmadan hemen önce, her zamanki kahve rengi ve bir kısmı mat bir siyah olan kalemiyle beraber cebinden minik bir kağıt çıkarıyor ve durağa varana dek karalayıp duruyordu. İşin sonu o minik kağıtı da diğer kağıt tomarlarının içerisine daldırmaktan başka yola çıkmazdı.</p><p>Ne haddimeydi onu böylesine derin düş etmek?</p><p>Bazen kafayı sıyırdığımı düşünüyorum.</p><p>Hayatımdaki tek hobim , hafta içi her lanet gün okula gitmek için bindiğim bu metronun ortasında, her zaman aynı direğe , o iki gün yolculuk boyunca aralıksız süzdüğüm parmaklarını dolayan , adını bile bilmediğim bir adam hakkında günlük sicil çıkartmaktı!</p><p>Yinede...</p><p>O farklıydı.</p><p>O her gün farklı bir lakap takılabilecek nizamlarda çıkıyordu karşıma.</p><p>O monotonluğumun bir parçasını koparıp mavi dosyasına atan ilk düşümdü.<br /></p><P>